Ana sayfa Bilgi Mitolojide Bellerophon (Bellerophontes) efsanesi kimdir?

Mitolojide Bellerophon (Bellerophontes) efsanesi kimdir?

0
Bellerophon

Bellerophon, Yunan Mitolojisi’nde ejderha katletmesiyle tanınmış, tanrıların soyundan geldiği söylenen ve tanrıların seviyesine çıkmaya çalışması sebebiyle cezalandırılmış bir kahraman olarak dikkati çekmektedir. Odysseus ve Sisyphos’a benzer şekilde karşılaştığı zorlukları kurnazca çözmeyi başarabilen Bellerophon, kimi zaman tanrılardan yardım alsa da tanrıları değil insan aklını yücelttiği söylenebilecek figürlerden biri olmuştur.

Kahraman, Korinth’in kraliyet soyundan gelmektedir. Babası Glaukos, tanrıları kandırmayı ve oyuna getirmeyi başarmış, bu yüzden de sonsuz bir cezaya çarptırılmış olan Sisyphos’un torunudur. Bellerophontes, ismini Belleros adlı birini öldürmesinden ötürü almıştır, daha sonraları bu takma ad Bellerophon olarak kısaltılmıştır. Belleros’u bir kaza sonucu öldürmesinin ardından ülkeden kovulur. Dönmemek üzere ülkeden ayrılmasının bir diğer sebebi ise, istemeyerek öz kardeşi Deliades’in de ölümüne sebep olmasıdır.

Azra Erhat Glaukos’un, Bellerophon’un “ölümlü” babası olduğunu, kahramanın aslında Poseidon’un dölünden olduğunu belirtmektedir. Kahramanın tanrısal niteliklerinin de oradan geldiğini ekler. Yunan geleneğinde, sebepsiz yere birini öldürmek suç sayılmaktadır. Böyle bir suç işleyen kişi bedelini ödemeli, çeşitli görevler üstlenerek suçundan arınmalıdır. Aksi takdirde tanrılar tarafından lanetlenerek cezalandırılır.

Bellerophon, kazara birini öldürerek işlediği suçun ardından, bunu telafi etmek için bazı zorlu görevlerin arayışına girer. Kahraman, Yunanistan’ın merkezinde iyi bilinen ve güçlü bir krallık olan Korinth’in prensidir, kraliyet soyundan birisi olarak yaptığının bedelini ödemesi gerektiğinin de farkındadır. Ülkesini terk edip, komşu devletlerden biri olan Argos’a gider. Argos’un kralı Proetus’tan, işlediği suçun kefareti olarak kendisine bir görev vermesini ister. Ancak buraya geldiğinde kralın eşi Stheneboia, kahramanı görmüş ve ona âşık olmuştur. Bellerophon ise onun duygularına karşılık vermez. Reddedildiği için sinirlenen kraliçe kahramanı, kendisini ilişkiye zorladığını söyleyerek suçlar. Kral Proetus ise, gelenekleri misafire zarar vermeyi yasakladığı için bir eylemde bulunmaktan korkar. Uzun uzun düşünen kral, sonunda Bellerophon’u Anadolu’daki Lykia’nın kralı olan kayınpederinin yanına göndermeye karar verir. Onu gönderirken, eline de kayınpederine iletmesi için “Bu adam çok ciddi bir suç işledi, onu öldür.” yazılı bir mektup vererek, kendisi bir suç işlemekten kurtulmayı düşünmüştür.

Lykia kralı Iobates, mektubu okuduktan sonra, damadı Proetus gibi misafire doğrudan zarar veremeyeceğini bildiği için onu çeşitli zorlu görevlere gönderir. Onun düşüncesine göre Bellerophon, bu görevleri gerçekleştiremeyecek ve ölecektir. Kendisi de misafire doğrudan zarar vermediği için cezalandırılmayacaktır. Bellerophon ise hâlihazırda işlediği suçtan arınmak için ödemesi gereken bedeller olduğunu bildiğinden, bu görevleri gerçekleştirmek için yola koyulur. Ona verilen görevlerin en bilineni, aslan başlı bir ejderha olan Khimaira’yı alt etmektir. Sisyphos’un soyundan gelen Bellerophon gayet akıllı bir kahramandır, dolayısıyla görevin zorluğunun da farkındadır. Bu yüzden, ancak düzgün bir plan dâhilinde görevini başarıyla tamamlayabileceğini bilmektedir.

Kahraman, ilk olarak Polyeidos adındaki bir kahine danışır. Ondan, Helikon Dağı Müzlerinin sevgilisi olan kanatlı at Pegasos’u bulup eğitmesi gerektiğini öğrenir. Pegasos, kanatları sayesinde gökyüzünde kuşlardan daha hızlı uçabilmektedir. Efsaneye göre bu at, bir kayaya çifte atmış ve ayağını vurduğu yerden Hippokrene adı verilen bir kaynak fışkırmıştır. Edindiği bu bilgiler üzerine Bellerophon Helikon Dağı’na gider, ancak atı orada bulamaz. Korinth sınırları içerisindeki bir pınardan su içerken bulduğu atı, Athena’nın kendisine verdiği altın yuları kullanarak yakalar. Kimi farklı anlatımlara göre ise Athena Pegasos’u gemlenmiş olarak kahramana vermiştir ya da meşhur at, Bellerophon’a gerçek babası olan Poseidon tarafından bizzat verilmiştir. Fakat bu anlatımlar farklılık gösterse de, sonuç olarak Pegasos’un sırtına binen kahraman Bellerophon, kurşunlu mızraklarını ejderha Khimaira’nın boğazına sokmayı ve onu öldürmeyi başarmıştır. Bellerophon, en zorlusu ve bilineni olan bu görev dışında Iobates’in verdiği diğer görevleri de başarıyla yerine getirmiştir.

Onun başarılarından etkilenen Iabates, kahramanı krallığının yarısı vererek ödüllendirir ve Bellorophon’a, kızı Philonoe ile evlenmesi için izin verir. Bu noktaya kadar öykü, Apollodorus ve Hyginus tarafından bu şekilde aktarılmıştır. Ancak mitin, Euripides’in Stheneboia’sındaki versiyonu bu noktada ayrılmaktadır. Bellerophon, Philonoe ile evlenmek yerine intikam almak için Proetus’un krallığına döner. Stheneboia’yı elde edip onu Pegasus ile uçmaya ikna eder ve ardından kadını denize atar. Bellerophon, sonraki yaşamında tanrılara karşı nefretle dolar ve Alean Ovası’nda dolaşmaya başlar. Olympos Dağı’na uçmaya çalışır ancak Pegasus’un üzerinden düşerek ciddi biçimde yaralanır.

Bellerophon miti, Euripides’e; hak ettikleri cezayı almaya meyilli biçimde inanışlarını sorgulayan faniler üzerinde, üstünlüklerini yeniden yorumlayan tanrılar hakkındaki anlatının “güvenli alanı” içinde son derece entelektüel bir akıl yürütmeyi keşfetme fırsatı sunmuş gibi görünmektedir.

Graves de kahramanın, büyük dedesi Sisyphos’a benzer şekilde tanrılara kafa tutmasının mitteki önemini şöyle açıklar: “Zeus’un bir ölümlü için sınırlarını fazlasıyla aşan Bellerophon’u cezalandırması, ilahi otoriteye yapılabilecek her türlü başkaldırının sonuçları hakkında bilgi vermesi açısından önemlidir. Gökyüzünde kanatlı atı sayesinde süzülen Bellerophon, bu yönüyle büyükbabası Sisyphos ile aynı karakteri canlandırır.

Soy ağacına atfedilen önemin büyük olduğu Yunan kültüründe; Bellerophon, özellikle Sisyphos’un soyundan gelmesinden ötürü dahi belli bir öneme sahip olacaktır. Buna rağmen Bellerophon, başardıkları sayesinde, antik dönem Yunan kahramanlık kültü açısından oldukça büyük bir kahraman olarak anılmayı hak etmiştir ve örnek alınacak bir kahraman olmuştur. Ancak, tıpkı dedesi Sisyphos gibi onun da, tanrılara baş kaldırması ve kendisini onlarla eşit seviyede görmesi “gafletinden” ötürü, beklemediği bir şekilde hayatı son bulmuştur.

BeğenmedimBeğendim (No Ratings Yet)
Loading...

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here